Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
19721
post-template-default,single,single-post,postid-19721,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN TESADÜFEN BULUNAN TARİHİ DEĞERLER

2005 yılında önce İngiltere sonra dünya basınında bir haber yer aldı. Habere göre Londralı bilgisayar programcısı Luca Mori, yaşadığı yer olan Sorbelo’nun uydu görüntüsünü Google Earth’de incelerken dikkatini çeken bir arazi görüntüsünü ilgili mercilerle iletmiş, yapılan araştırmalar sonucunda o bölgede Hz. İsa’nın doğumundan önce yapıldığı düşünülen bir Roma villası ortaya çıkarılmıştı. Tam da dijital çağa yakışan tesadüflerden biriydi bu! Gelin, tesadüfen bulunarak insanlığa miras kalan tarihi eser ve yapıları saymaya devam edelim.

Tarihin yeniden yazıldığı yer Göbeklitepe

Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesindeki Örencik köyünde yer alan Göbeklitepe, 11 bin 600 yıl öncesine ait bulgularla önce ders kitaplarında okuduğumuz insanlık tarihini ters yüz etti, sonra 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dâhil edildi. Göbeklitepe’nin ortaya çıkarılma hikâyesi ise 1983 yılında tarlasını karasabanla süren bir köylünün bulduğu iki adet taşla başlamıştı. Köylünün müze yetkililerine götürdüğü taşlar bir süre depoda bekletilmiş, Hilvan ilçesinde kazı yapan arkeolog Klaus Schmidt’in taşları görmesiyle de günümüze uzanan sürecin fitili ateşlenmişti.

İmparatorun mezarını koruduklarına inanılan Toprak Askerler

Toprak Askerler diğer adıyla Terrakotta Ordusu, Çin’in Şensi eyaletine bağlı Şian şehri yakınlarındaki ilk Çin imparatoru Çin Şi Huang’ın mezarında bulunan heykellere verilen isim. MÖ 210 tarihinde tamamlandığı düşünülen binlerce heykelin 700 bin işçi tarafından yapıldığı ve yapımının 30 yıldan fazla sürdüğü düşünülüyor. Büyük bir alanı kaplayan bu eserleri aslında ilk kez 1920 yılında bir köylü fark etmiş fakat korktuğu için üstünü toprakla örterek sessizliğe bürünmüş. Aynı alan 1974 yılında kuyu kazan bir grup çiftçi tarafından tekrar fark edilince Toprak Askerler’in ışıkla buluşmasının da önü açılmış.

İnsanlık tarihinin bilinen en eski sanat eserleri Lascaux Mağara Resimleri

Fransa’nın Dordogne ilindeki Montignac köyünde yer alan Lascaux Mağarası’nın duvar ve tavanlarını 17 bin yıl önce yapıldığı düşünülen binlerce resim kaplıyor. 1979 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan mağara 1948 yılında ziyarete açılmış ama oluşan ısı, nem ve karbondioksit nedeniyle resimlerin bozulduğu fark edilince ziyarete kapatılmış. Resimleri ilk kez görenler ise Montignac köyünde yaşayan 4 genç olmuş. Köpeğini düştüğü delikten çıkarmak isteyen Marcel Ravidat ve arkadaşları 15 metrelik kuyuya girince mağara duvarlarındaki bu resimlerle karşılaşmışlar.

Som altından yapılmış 5,5 ton ağırlığındaki Buda Heykeli

Tayland’ın başkenti Bangkok’ta Wat Traimit Tapınağı’nın dördüncü katında sergilenen Buda Heykeli 18 ayar som altından yapılmış tam 3 metre boy ve 5,5 ton ağırlığında devasa bir heykel. 13. yüzyıla ait olduğu düşünülen heykel aslında kâh bir tapınakta kâh bir depoda kendisine yer bularak yüzyıllardır göz önünde duran bir esermiş. Ama aynı zamanda üstü tamamen alçı sıvayla kaplı olduğu için altın olduğu fark edilmeyen, sadece boyutundan dolayı ilgi gören bir eser… Ta ki 1955 yılına kadar! Sergileneceği yeni tapınağa taşınırken halatların kopmasıyla yere düşen heykelin sıvası dökülünce sıvayı biraz daha kazıyan işçilerin 5,5 tonluk som altınla karşılaşmaları kaçınılmaz olmuş. Bu arada, heykelin yaşanan savaşlar sırasında çalınmaması için bu şekilde kaplandığı tahminini de ekleyelim.

2000 yıl öncesinin sanat merkezi Afrodisias Antik Kenti

Ege Bölgesi illerimizden Aydın’ın Karacasu ilçesinde yer alan Afrodisias Antik Kenti 2017 yılında Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştı. Tüm dünyanın Afrodisias kalıntılarıyla tanışmasını sağlayan kişi ise 2018 yılında kaybettiğimiz fotoğraf sanatçısı Ara Güler oldu. 1958 yılında Aydın’daki baraj açılışına foto muhabiri olarak giderken yolunu kaybeden Güler, geceyi geçirmek için kaldığı köyde tarihi kalıntılar üstüne bir yaşam inşa edildiğini fark etti. Fotoğrafları aynı dönem çalıştığı ABD dergisine gönderince büyük yankı uyandırdı ve antik kenti diğer kalıntılarıyla ortaya çıkaracak süreç de başlamış oldu.

İnka medeniyetinden yadigâr Machu Picchu

Güney Amerika’daki Peru’nun Cosca şehrinden gidilebilen Machu Picchu, tam 2.430 metre yükseklikte kurulmuş, tüm detaylarıyla mühendislik harikası olarak gösterilen tarihi bir yerleşim. İnka medeniyetinin 1450’lerde inşa ettiği ve günümüzde Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri kabul edilen Machu Picchu, yüksekliğinden dolayı gözlerden uzakta kalmayı ve günümüze kadar mükemmel bir şekilde ulaşmayı başarmış. Şehrin 360 yıllık sessizliğini bozan kişi ise Güney Amerika gezisi sırasında İnka kalıntılarına merak sararak halk arasında araştırmalar yapan tarihçi Hiram Bingham olmuş. Machu Picchu’nun ünlü bir dergide ilk kez dünya sahnesine çıktığı yıl ise 1913…

Kapadokya’nın gizemli yerleşimlerinden Derinkuyu Yer Altı Şehri

Burası Kapadokya bölgesindeki Nevşehir’in Derinkuyu ilçesinde yer altına inşa edilmiş şimdilik 8 katlı bir şehir. Şimdilik diyoruz çünkü şehrin derinlere doğru devam ettiği de biliniyor. İçinde yaşam alanlarından depolara, ibadet yerlerinden akıl hastanesine birçok bölüm barındıran ve 50 bin kadar insanın yaşayabileceği Derinkuyu Yer Altı Şehri’nin özellikle ilk Hristiyanlar tarafından Roma İmparatorluğu’nun saldırılarından korunmak için kullanıldığı tahmin ediliyor. İlk inşa dönemi hakkında kesin bir bilgi bulunmayan yer altı şehrinin gizemli giriş kapısı ise 1963 yılında yine bir tesadüf sonucu bulunmuş.

 1,307 okunma

akin aksoy